Medicana Yönetim Kurulu Başkanı: Hüseyin Bozkurt

Medicana Yönetim Kurulu Başkanı: Hüseyin Bozkurt

‘’Türkiye’deki Hastaneler Dünyayla Yarışıyor’’

Bir süre mimarlık eğitimi aldıktan sonra, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne girerek meslek yaşamına Diş Hekimi olarak başlamış Dt. Hüseyin Bozkurt. 1992 yılında birkaç hekim ve girişimci arkadaşı ile birlikte ilk özel hastanesini kurmuş. 25 sene önce temelleri atılan Medicana Sağlık Grubu; bugün İstanbul Çamlıca, Avcılar, Bahçelievler, Beylikdüzü, Ankara, Konya, Sivas ve Samsun’da hizmet veren 11 hastanelik bir zincir haline gelmiş. Birkaç hekim arkadaşı ile başladığı serüvende bugün 1000’e yakın doktoru ve 5 bin çalışanıyla birlikte Medicana Sağlık Grubu çatısı altında büyük bir aile olmanın mutluluğunu yaşıyor. Ülkeye verdikleri hizmetlerden dolayı oldukça mutlu olduğunu belirten Bozkurt, Medikal Türk Dergisi’ne tecrübelerinden bahsetti.

Yıllarca sektör içinde çok başarılı kurumlara hizmet verdiniz. Şu anda ise Medicana Sağlık Grubu yönetim kurulu başkanı olarak görev yapıyorsunuz. Başarı grafiğinizi sürekli yukarı doğru taşıdığınızı görüyoruz. Bunun sırrı nedir?

Geçtiğimiz 25 yılda sağlık sektörü baş döndürücü bir şekilde hızla büyüdü ve çok önemli işlere imza attı. Bugün Türk hastaneleri, gerek alt yapıları, gerek donanımları ve gerekse bilgi birikimleri ile çevre ülkelerden en az 25 yıl daha ilerde. Ve şimdi Türkiye, dünyanın her yerinden hasta alan sağlık üssü haline geldi. Bildiğiniz gibi sektörün en eski markaları arasındayız, sektörün önde gelen 3 – 4 grubundan bir tanesiyiz. Medicana Sağlık Grubu da artık sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da tanınan, bilinen bir sağlık gurubu oldu. Hastane yapılarımız ve sektörümüzdeki başarılı uygulamalarımız, hekim ve hemşirelerimizin başarıları ile uluslararası hastaların tedavi olmak için tercih ettiği bir grup oldu.

‘’Dünyaya Açıldık’’

Orta Doğudan Balkanlara, Avrupa’dan Türk Cumhuriyetleri’ne kadar dünyanın birçok yerinden hasta kabul eden bir grubuz artık. Ukrayna, Romanya, Rusya, Gürcistan, Türkmenistan, Irak, Libya, Özbekistan ve Kırgızistan gibi ülkelerde ofislerimiz var. Bu başarının arkasında ise saygı, bilgi birikimi, deneyim ve güven yer alıyor. Bizim tek işimiz bu.  Önümüzdeki yıllarda istikrarlı ve emin adımlarla büyümeye devam edeceğiz. Gelecek 5 yılda;  5’i yurtiçinde 5’i yurtdışında olmak üzere 10 yeni hastane yatırımı planlıyoruz. Bunlardan iki tanesi 2017’de hizmete girecek. Bu hastanelerle birlikte önümüzdeki 5 yıl sonunda çalışan sayımız 10 bine ulaşacaktır ve şu anki kapasitemizin iki katından fazla büyüme hedefliyoruz.

‘’Türkiye Çok Önemli Bir Coğrafyada’’

Medicana Sağlık Grubu, İstanbul başta olmak üzere; Ankara, Konya, Sivas ve Samsun’da hizmet veriyor. Bu yola ilk nasıl çıktınız?

Türk sağlık sektörü 25 yıllık bir geçmişe sahip. Sektörün ilk özel hastaneleri küçük ölçekli apartmandan bozma hastaneler ile oluşmaya başladı. Bizim de ilk hastanemizin temelleri böyle atıldı. Zamanla hastaneler çok gelişti ve büyük işletmeler haline geldi. Hastanelerin artık uzun bir proje safhasından sonra inşaatına başlanıyor. Akıllı binalar ortaya çıkıyor. Üretici firmaların üretim bantlarındaki en son cihazlar ithal ediliyor. Hastaneler kalite çalışmalarını önemsemeye, uluslararası kuruluşlar tarafından akredite edilmeye başlandı. Hayatım boyunca 1000’e yakın hastane gezdim. Türkiye’de son yıllarda yapılan hastaneler dünyada birçok hastaneyle yarışabilecek düzeyde ve birçoğundan çok daha iyi durumda. Böyle görkemli hastaneler yapılıp, başarılı sağlık hizmeti verilmeye başlanınca uluslararası hasta için önemli bir pazar haline geldik. Türkiye çok önemli bir coğrafyada ve çevre ülkelerden özel sağlık sistemi olarak en az 20-30 yıl ileride. Yakın bir gelecekte birçok ülkede Türk sağlık sektörü yatırımcılarını ve hastanelerini göreceğiz.

Sağlık turizmi açısından Türkiye uluslararası platforma nasıl konumlandırılıyor?

Özel sağlık sektörü 25 yıldır çok hızlı büyüyor. Çevre ülkelerden daha çok öne çıkmaya başladık. Bugün baktığınızda tüm dünyadaki gelişmiş ülkelerin arasında Türkiye’deki hastaneler Avrupa ya da Amerika’da götürseniz orada bile rekabetçi hastaneler olur. Gerek cihaz farkı, gerekse alt yapısı olarak baktığımızda uluslararası kalitede bir hastane oluyoruz. Çevre coğrafyalara nazaran en az 25-30 yıl daha önde özel sağlık sektörü. Kamu da sağlık sektörü anlamında çok başarılı işler yapmaya başladı. Hastane yatırımları, girişim ve teknolojilere ayak uydurmasıyla beraber kamu önemli başarılara imza attı ve atmaya da devam ediyor. Ama bu artık yetmiyor. Bundan sonra yeni işler söylemek lazım. Artık Türkiye’deki hastaneler yurt dışından da önemli sayıda hasta almaya başladı. Maalesef geçen sene yaşanan tatsız olaylar Türkiye’deki turizmin önünü kesti ve bundan sağlık sektörü de ciddi anlamda etkilendi. Fakat zamanla toparlanacağını düşünüyoruz. Tüm hastalıkların tedavileri her ülkede yapılıyor. Bizim ülke olarak farklı bir şey yapmamız lazım. Bundan böyle daha bilimsel çalışmalara yönelen, daha akademik çalışmalar yapan, daha zor vakaları çözen, sağlıkla ilgili referans merkezi olan bir Türkiye olması lazım. Özellikle ülkemizdeki hastanelerin yurtdışında hasta veren yerlere gitmesi lazım. Türkiye’deki özel hastanecilik 5-10 yıl içinde Orta Doğu’da, Afrika’da ve Avrupa’da söz sahibi olacak ve artık daha global düşünmeye başlayacağız. 

Sektörel Araştırma Ve Geliştirme Gerekiyor

Sağlık sektöründeki en büyük eksiklik sizce nedir?

Türkiye hemen her sektörde mutlaka bilim ve teknoloji üreten bir ülke durumuna gelmek zorundadır. Bu nedenle sektörel araştırma ve geliştirmeye ve insan kaynaklarına yatırım yapmak, eğitim politikalarını bu yönde geliştirmek zorundadır.  Hastanelerimizin modern ve çağdaş olması, AR-GE ve insan kaynaklarına daha fazla yatırım ve teşvik ile sürdürülebilir olacaktır. Özel sektör olarak biz de bu vizyon ile geleceğe yatırım yapmayı çalışıyoruz. 

Bu alanda kariyer yapmak isteyenlere neler önerirsiniz?

Gelişen ve hızla büyüyen sağlık sektörü ve sağlık kurumları işletmeciliği multidisipliner bilgi birikimini ve alt uzmanlaşmaları gerektirmektedir. Bu nedenle gerek hasta bakımında, gerek işletmecilik anlamında yeterliliği yüksek olan çalışanlara sektörün gereksinimi bulunmaktadır. Sağlık kadrolarında yetişmiş, nitelikli iş gücü ile birlikte insan kaynakları, pazarlama, otelcilik hizmetleri gibi alanlarda orta ve üst düzey yöneticilere de fazlasıyla talep olacaktır.

Sağlıklı yaşamak için spor yapmanın şart olduğu biliniyor. Siz spor yapar mısınız?

Vakit buldukça spor yapmaya çalışıyorum. Özellikle yüzmeyi çok severim, önceki yıllarda voleybol da oynuyordum. Fakat iş yoğunluğumuz o kadar fazla ki çoğu zaman fırsat bulamıyoruz. Bizim için en büyük spor çalışmak sanırım.